KUNG:FU NEDİR?
Nefsine hakim olma,alçak gönüllülük,gelenek ve göreneklere uyma, doğruluk Kung-fu'nun temel taşlarıdır.Dini öğretim,felsefe, genel kültür,insan vücudunun ve vücut sistemlerinin bilinmesi ve tüm bunların yanı sıra muhtelif aletlerin silah olarak kullanılması ve geleneksel silahsız Chuan-Fa öğretimi, işte kung-fu tüm bu saydıklarımızın uygulamasıdır.Kung-fu sporcusu doğu ahlakını taşır.Kung-fu'nun mükemmel bir şekilde öğrenilmesi için öğrenci ile öğretmen arasnda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamalıdır.
Kung-fu yalnızca bir mücadele
sanatı olarak düşünülmemelidir. Kung-fu'nun özünde
toplumsal açıdan çok önemli bir öz şam felsefesi gizlidir.Gerekli
eğitimini almış bir kung-fu'cu ancak gerçek bir tehlike
durumunda fiziki reaksiyon gösterir ve bu reaksiyonda amaç saldırganı
öldürmek ya da yok etmek değil aksine ona önemli derecede
zarar vermeksizin onu etkisiz hale getirebilmek olmalıdır.Şunu
belirtmekte yarar vardır ki,alçak gönüllü olmayan,kibirli,fesat,
riyakar insanlar asla Kung-fu sanatını öğrenmeye ve öğretmeye
muvaffak olamazlar.Zira Kung-fu ince ve asil bir ruh yapısı
ister.
Yüzlerce Kung-fu stilinin
kurucuları,kendilerine özgü dövüş biçimlerini oluştururken
o günlerde bilinen insan iskeleti yapısından ve geleneksel
tedavi yöntemlerinden de faydalanmışlardır.Çin'li uzmanlarca
uygulanan tedavi yöntemlerden birisi de acının bedendeki
sinirlere bastırılmak süratiyle durdurulmasıdır.yani acının
dindirilmesidir ve buna tıp ilminde akupress denir.Bu uç basınç
yöntemini çok iyi bilen Kung-fu ustaları basınç noktalarını
ve canlı sinir bölgelerini bastırmak konusundaki bilgilerini
savunma aracı olarak dövüş yöntemlerinde de uyulamaya başladılar.
Kung-fu da tatbik edilen
hareketlerin hemen hepsi vahşi hayvanların hareketlerinde alınmıştır.Kung-fu'nun
daha etkili bir dövüş sanatı olmasında başlıca rol oynayan
hayvanlar;kuş,kartal,flamingo kuşu ve turna kuşu,maymun,kaplan,geyik,ayı,yılan,kedi
ve benzeri hayvanlardır.
Kung-fu ustaları ormanlarda
uzun süren gözlemler yapmışlardır, hayvanların kendi türleri
ile olan mücadeleleri izlemişler ve onların vurucu teknikleri
ile özelliklerini incelemişlerdir.
Bodhibharma'nın geliştirmiş
olduğu 18 ahip egsersizi ve 24 kas oyunu yagınlaşmıştır.Kung-fu'nun
yayılmasında etkin olan diğer bir usta ise Chang-San-Feng'dir.(13.
ve 1. yüzyıl) Chang usta "Yumuşak el" Tai-Chi
stilinin kurucusu olarak bilinmektedir.Bu usta Hupei eyaletindeki
Wu-Tang dağında derin meditasyon içerisinde yaşamaktaydı.O
burada Shaolin gölge boksu adını verdiği Wu-Tang Fai stilini
geliştirmiştir.Daha sonra Tai-Ci-Chuan ortaya çıkmıştır.
Hayvanlar yüzyıllar boyunca
Kung-fu ustalarına ilhan kaynağı olmuşlardır.Ve bu ustalar
bir takım vahşi hayvanların özelliklerini kavrayarak bunları
mücadele sanatları ile birleştirmiş ve böylelikle
kendilerine özgü dövüş biçimleri doğal yır içerisinde
gelişmiştir.bunları kısaca özetleyecek olursak:
Kaplan: Gücü ve hızı
sayesinde ormandaki diğer vahşi hayvanlar karşısında üstünlük
sağlar.
Kaplan itili kemikleri güçlendirir.
Turna kuşu: Kanat vuruşu ve
gaga atması ile düşmanı yener.
Turna kuşu stili sinirleri güçlendirir.
Maymun: Diğer hayvanlardan
korunmak için dikkati dağıtmak, şaşırtmak gibi yeteneklere
sahiptir.
Maymun stili çevikliği ve
esnekliği geliştirir.
Yılan: Durur uygun pozisyonu
bekler ve fırsatını bulunca darbesini indirir, yani sokar.
Yılan sitili iç enerjiyi geliştirir.
Geyik: Sıçrayarak tekme atar
ve böylelikle kendini savunur.
Ayı: Acı kuvveti ve tırnakları
ile rakiplerini perişan eder.
Ayı stili vücudun direncini
ve fiziksel gücünü arttırır.
Leopar stili kaplan özelliklerini
taşır üretkenliği arttırır.
Peygamber devesi stili
refleksleri geliştirir ve ani atakları da geliştirir. Sadece
bu hayvanların değil, ormandaki tüm hayvanların (karıncadan
kelebeğe) kendine has bir savunma mekanizması vardır. Onların
bu hareketleri incelendi, denendi ve zamanla kung-fu nun temel
hareketlerini oluşturdu.
Canlı basınç noktalarını
incelemek, organik gücü kullanmak ve düzgün soluk alıp
vermenin sağlık açısından faydası kung-fu eğitimini oluşturan
parçalar idi. Tüm bu konulara eşit oranda önem verilmektedir.
Bu yüzden değişik kung-fu stilleri ortaya çıkmıştır.
Hatta, bazı büyük ustaların
düşmanlarına acısını sonradan hissettiren vuruşlar yaptığı
rivayet edilir. Yani darbeyi alan kişi bir müddet sonra acı çekmeye
başlardı. Günümüze kadar gelen bu söylentilerin gerçek
yada gerçek dışı olduğunu kimse ispat edemez.
Klasik kung-fu günümüze
kadar "öldüren dokunuş","çelik el" gibi
öykülerle gelmiştir. Yani el çelik gibi olmalıydı ve bu güce
erişebilmek için dövüşçünün bir çok deneyden geçmesi
gerekiyordu. "ölüm vuruşu" veya "öldüren
dokunuş" ise kung-fu ustasının bir parmak darbesiyle
rakibini öldürebileceği inancı idi.
Kung-fu stillerinin her biri
genelde bu hayvan stillerini bir yada bir kaçına dayanır. Her
stilin ayrı bir özelliği olduğu için Çin de ustalar bu
stillerin bir kaçını birden öğrenmeye çaba gösterirlerdi.
Zira bu stillerden bir kaçını bilen artık ölümsüz yenilmez
bir dövüşçü olarak kabul edilirdi.
İkinci Dünya Savaşından
sonra Çin de koministlerin ve milliyetçilerin mücadelesi sırasında
kung-fu ustalarının büyük bir kısmı Mao yönetimindeki Kızıl
Çin de kalırken, bir kısmı da milliyetçilerin komutanı Maraşal
Çan Kat Şek (chan Kai Şhek) ile Tayvan adasına (Milliyetçi
Çin) yerleştiler.