VAN DAMME NIN DÖVÜŞCÜ KİŞİLİGİ

Neticede Avrupa profesyonel karate yarışmasında,orta sıklete şampiyonu olduğunda 20 yasında yoktu ve bu arada da gayet güzel çalışan bir jimnastik salonu vardı.

Kendisine havada takla atarken oldigi ünlü bacak hareketini mümkün kılan aldığı aktörlük ve bale dersleriydi. Daha sonra aşağı yukarı bundan 15 sene kadar önce,jimnastik salonunu satıp, Amerika da aktör olma rolünü gerçekleştirmeye karar verdi.

"Belçika da herkes Amerika da aktör olamayacağını söyledi. Gerçekten de Belçika yi,yerin yurdunu bırakıp Los Angeles ormanlarına girmek ürkütücü bir şeydi. Oraya indiğim zaman hiç kimseyi tanımıyordum ama bununda yapmam gereken bir şey olduğunu düşünüyordum."

Jean-Claude bu yaşamından memnun olmakla beraber şehre ilk geldiği günlerde neler çektiğinize unutmamıştır. Basını sokacak bir yer bulmadan önce haftalarca kiralık bir arabada yasamıştı.Ondan sonraki üç seneyi, şoförlük, fedailik ve hali döşemeciliği yaparak geçirdi. Bu arada da hem İngilizcisini geliştiriyor,hem de gösteri dünyasına girmeye çalışıyordu.Kapı kapı dolaşıp is aramasının semeresini No Retreat isimli filim de kötü adam rolü bularak gördü.Bundan sonraki No Surrender isimli filmi de ingilterede iyi sattı.Ama 1987 de çevirdiği ve dövüş sanatını sergilediği kan sporundaki rolü onun ilk ve önemli oycudur. "Kan Sporu gösterime girdiğinden itibaren tam üç sene New Yorkta gösterildi" diyor.

Van Damme, kan Sporundan sonra Siyah kartal, Cyborg ve Tekmeli Boks gibi filmlerde oynadı.Bunların hiç biri en iyi on listesine girmedi ama kazandırdığı tecrübeler ve her değişik rolle aktörlüğe biraz daha yaklaştı. Yapay öğelerin önemsendiği bu endüstri alanında en büyük kazancı perdedeki iyi görünümüydü. Elinde iyi oynaması gereken bir kart vardı.

"Güçlü ve perdede alimli isen her şeyin var demektir" der.Van Damme, Stallone, Schwarzenegger ve Bruce Lee'nin izinden gittiğini kabul etmekten korkmayan ender rahat insanlardan biridir. "Her zaman insan birinin izinde gider der, Stallone Racky'i yaptığı zaman daha önce yapılmış boks filmleri de vardı." Aslında Van Damme sahne dışında dögüskenlikle hiç alakası olmayan son derece sakin bir insandır. Bunun neticesi olarak ayni filmlerindeki karakter gibi onun muvaffak olmasını istiyor insanlar.

Firar filminde Los Angeles'e gelip kardeşine yardim etmek isteyen bir Fransız lejyanörünü canlandırıyor.Van Damme bunun hiç zor olmadığını rolün kendisinin Los Angeles'e ilk geldiği günlerdeki günleri anımsattığını ve bu yüzden muvaffak olduğunu söylüyor. Van Damme yeteneğini sergilediği filmi tamamen Los Angeles'te çekilmiş olup senaryosu türünün çok üstündedir.Van Damme çılgın ve iyi hazırlanmış dövüş sahnelerinde iyi olduğu kadar romantik duygulu sahnelerde de basarili olmuştur...Yazar ve rejisör Sheldon Lettich filmi için nerede oynarsa oynasın izleyicide çok iyi tepki aldı diyor,Amerika seyircisi Jean-Claude'u ayakta alkışladı.

Van Damme'nin bundan sonraki filmi onu Holivud'da büyük bir aktör yapabilir. Double Impact adli bu oyunu Michael Douglas finanse etmekte ve yönetmenliğini de Young Guns'in rejisörü olan Chirstopher Cain yapmaktadır.Van Damme burada ikizi oynamaktadır.

Double Impact'in hikayeside aslinda Van Damme'nin fikriydi."Senaryoyu yazabilecek yeterli Ingilizcem yoktu, diyor, ama aklıma her zaman güçlü fikirler gelirdi.Bunları yazmak senaryoya katkıda bulunmak isterdim. Filmlerin, bilhassa, insani yönleri ve birbirleri ile olan ilişkileri ilgimi her şeyden çok çekmiştir."

Van Damme Oliver Stone gibi yönetici, Christopher Walken gibi aktörlere hayran olduğunu, meslekleri doruklarındaki bu insanların içindeki rekabet isteğini alevlendirdiğini söylüyor. "Onlarla filmlerimle savaşmak istiyorum, diyor, insan böyle bir yarışa (rekabete) girdiğinde birinci olarak bitirmek istiyor. Ama bu alanda hepimiz için yeterli yer var."

Jean-Claude Van Damme mesleğinde ne beklediğini ve neler yapabileceğini bilecek kadar yeteneklidir.